Emirgan Korusu
Emirgan Korusu, Boğaz’ın antikiteden gelen büyük ağaç varlığının günümüze kalmış zengin parçalarından biridir.
17.yy, da IV. Murat’ın Roma seferinde beraberinde getirdiği işret arkadaşı İranlı Prens Emir Güne Han’ a hediye etmesiyle tarih sahnesine çıkan bu yeşillik Feridun Bey Bahçeleri adıyla, yüzyıllar boyu birkaç kez el değiştirdikten sonra 1860′ lar sonunda Mısır Valisi iken payitahttan ” Hıdivlik ünvanını koparan İsmail Paşa’nın eline geçmiş ve onun kıvıya yaptırdığı büyük ahşap sarayının arka bahçesi olarak kullanılmıştır.
Hıdiv’in İngiltere, Fransa tarafından indirilmesinden sonra, daha bir süre aile elinde kalan park,1930, larda Satvet Lütfıi TOZAN tarafından satış alınmış, Tozan’ın bir davetine icabet eden Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfi KIRDAR’ın ilk kez gördüğü çevresine bakınıp ” bir kişiye bu kadar yer çok ” demesi ile,1940′ lar başında kamulaştırılıp şehrin mülkiyetine geçirilmiştir. Koruluktaki üç köşkü de İsmail Paşa yaptırmıştır.
Emirgan Sarı Köşk’te Kahvaltı
İçkiyle arası hiç iyi olmayan meşhur padişah IV.Murat, Emirgan Korusu olarak bildiğimiz bu arazileri çok sevdiği İran’lı Emir Güne verince, bu bölgelere Emirgan denmeye başlanıyor. Emir Güne, Revan kalesinin kumandanıyken, savaşmadan Revan kalesini IV.Murat’a teslim etmiş. Galiba bu nedenle IV. Murat onu çok seviyordu. Revan, bugünkü Ermenistan’ın başkenti Erivan.
Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk’ü seyredebilir, çok güzel düzenlenmiş parkta gezinti yapabilirsiniz. İsteyen Sarı Köşk’te birşeyler de atıştırabilir. Özellikle hafta sonlarında Sarı Köşk’te kahvaltıya yoğun ilgi olduğunu söyleyebiliriz.
Sarı Köşk, İstanbul belediyesi tarafından işletiliyor. Manzara çok güzel, her iki köprüde görülebiliyor. Boğaz sanki bir nehir gibi önünüzden akıyor. Tabii bunları görebilmeniz için ya pencere kenarında ya da terasta uygun yer bulmanız gerekiyor. Kahvaltı çeşidi yeterli ve başarılı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder